Connect with us

Gündem

Çetkoder Uyardı: Dünyada Su Ve Gıda Terörü Baş Gösterecek

Published

on

ÇETKODER DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ NEDENİYLE UYARDI: DÜNYADA SU VE GIDA TERÖRÜ BAŞ GÖSTERECEK : Çevre Ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği (ÇETKODER) Genel Merkezi 5 Haziran Dünya çevre günü dolayısıyla bir açıklama yaparak, Dünyada su ve gıda terörü baş gösterecek diyerek uyarırken, bir dizi etkinliğe imza atacaklarını duyurdu

“Gıda ve su savaşları kapıya dayanmış durumda”

Çevre Ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği (ÇETKODER) Genel Başkanı Mustafa Göktaş; “Son yıllarda çok hızla kirletilen ve hor kullanılan Doğa (Çevre) nedeniyle yeryüzünde kuraklık baş göstermiş, iklim değişikliğe uğramış, buna paralel açlık, yokluk ve kıtlık artmıştır. Yaşadığımız evrende eğer ciddi tedbirler almaz isek bir müddet sonra, artan nüfus ve kıtlık nedeniyle gıda ve su terörü baş gösterecektir. Nitekim Gıda üzerinde genetikle oynama, laboratuarda et üretimi, gıda üretimi gibi günümüzde gündemde olan bu gelişmeler önümüzdeki günlerde yaşanacak olan kıtlık ve beklenen yokluktan dolayı ortaya çıkmaktadır. Yaşadığımız evrende bundan sonra çıkacak olan savaşlar Gıda ve su yüzünden olacaktır. Çünkü yeryüzü, doğa alabildiğince hor kullanılıp kirletiliyor” dedi. Sözlerine devamla Göktaş, “bildiğiniz üzere, Çevre, insanların sürekli diğer tüm canlılar ile beraber yaşadıkları yere denir. Denizler, dağlar, ovalar, nehirler, göller, yaylalar, ormanlar, çayırlar, doğada yaşayan tüm canlılar doğal çevreyi oluşturur. Çevrenin kirlenmesi, bu ülkede ve yaşadığımız evrende yaşayan herkesin ortak sorunudur. Çünkü çevre kirliği, içindeki yaşantıyı olumsuz etkiler, insanların ve diğer canlıların zarar görmesini sağlar. Son yıllarda büyük sanayi hamleleri ile dev fabrikalar kurulmuş, bu fabrikalardan gerektiği gibi çalışmayan ve sorumluluklarını yerine getirmeyenler, çevre kirliliğine neden olmuşlar, çevreye büyük zarar vermişler ve vermeye devam etmektedirler. Yine aynı şekilde çarpık kentleşmeler, deniz kenarına, kıyı kenarına, akarsu yatağına, ormanlık alan içine, Tarım alanlarına yapılan imarlaşma, inşaatlar yaşamımızı olumsuz tehdit etmektedir. En önemli kirlenme Toprak da, su da, hava da yaşanmaktadır” açıklaması ve uyarısında bulundu.

“Doğal kaynaklar, ekolojik dengenin bozulmaması için ciddi çalışmalar yapılması lazım”

Çevre Ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği Genel Başkanı Göktaş; “Denizlerin, göllerin, nehirlerin, akarsuların, su havzalarının zararlı atıklarla kirletilmesi ile su kirlenmektedir. Bu zararlı atıkları sulara denetimsiz sanayi kuruluşları bırakabildiği gibi, insanlarımız da bilmeden yapabiliyorlar. Denize atılan bir plastik pet şişe yüzyıllarca kaybolmaz ve kirliliğe neden olur. Kirlilik ile deniz hayvanlarının yaşam ortamları bozulur, toplu ölümler meydana gelir, bu sulardan avlanan deniz hayvanlarının yenmesi insanlara zarar verir, insanlar denize giremez ve yüzemez. Düşünmeden attığınız kızartma yağları, evde kullanılan her çeşit yağ ve kimyasallar lavabolara dökülmemeli. Toprakla temas etmemelidir” uyarısını yaptı.

“Hava, Su, Toprak kirlenmesi korkunç boyutta”

Çevre Ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği Genel Başkanı Göktaş;” Yine günümüzde hava kirliliğinin büyük bölümünü taşıtların egzozlarından çıkan gazlar oluşturuyor. Yakıtların gereği gibi yakılmaması sonucu da hava kirliliği ortaya çıkıyor. Bacalarına filtreleme sistemi yapmayan fabrikalar da kirliliğe yol açıyor. Kirli hava, solunuma elverişsiz havadır. Kirli hava solunum yolları hastalıklarını artırır. Solunum organlarımızı yorar. Hava kirliliği hiç beklemediğiniz anda ölümlere bile sebep olabilir. Bu nedenle daha duyarlı olmak tüm insanlarımızın başlıca görevidir” dedi. Daha sonra sözlerine devamla Göktaş;” Topraklarımızda bilinçsiz ve şuursuzca kirletiliyor. İşin farkında olmayan kişiler, yaşamın ne denli büyük tehlike altında olduğunu görmüyorlar. Atıklarla, zararlı ilaç ve gübrelerle toprağın çoraklaşıyor ve tarıma elverişsiz duruma geliyor. Bu nedenle Çiftçilerimiz, tarlada, bağda, bahçede kullanacakları ilaç ve gübreleri, uzmanlarına sorarak bilinçli olarak kullanmalıdırlar. Hangi gübrenin hangi cins topraklarda yararlı olacağı bilmeli ve bunun için toprak analizi yaptırmalıdır. İlgili uzmana danışmaksızın ilaç ve gübre kullananlar toprağa kirletmektedirler. Ayrıca Toprağa hiçbir şekilde zararlı atık maddeleri atılmamalıdır. Başta atık piller, poşetler, sigara izmaritleri, cam ve plastik şişelerin atılması olmak üzere toprağı kirleten etkenlerdir. Ve toprak kirlenmesi toprağın verimini azaltmaktadır. Ayrıca kirlenme Bitki hastalıklarını çoğaltır, işlenebilir tarım alanlarının azaltır böylece de ülkenin fakirleşmesini sağlar” dedi. Öte yandan Göktaş;” Hızla kirletilen dünyamız, ülkemiz için her birimiz birer birey olarak, sorumlu tüketici anlayışı ile HAVAYI- TOPRAĞI- SUYU kirletmemek için elimizden gelen gayreti göstermek zorundayız. Elimizden alınan yaşamımızdır. Bu kirlilik sağlıklı yaşamı elimizden almaktadır. Yaşam hepimizin en doğal hakkıdır. Ama o hakkı biz kendimiz bilerek yâda bilmeyerek birbirimizin elinden alıyoruz. Bu sebeple her birey kendisinde biriken çöpleri hemen kaldırılmalı, gerekli çöp kutularına atılmalıdır. Oturduğumuz mekânda ve bölgedeki Kanalizasyon patlamalarını hemen ilgililere bildirilmeliyiz. Akarsularımız ve durgun sularımız, insan ve hayvan atıkları ile ayrıca sanayi atıklarıyla, hor kullanımla kirletilmemelidir. Araçlarda ve her alanda yakıtların tam yakılması sağlanmalıdır. Böylece hem enerji kaybı, hem de hava kirliliği önlenmiş olacaktır. Gereksiz yere özel araçlar kullanılmamalıdır. Denizlere çöp (özellikle plastik maddeler), evsel atık yağlar, mazot, yanık yağ gibi kirlilik oranı çok alan maddeler atılmamalıdır. Oturduğumuz mekânda, alanda, bölgede sokağa kesinlikle çöp atılmamalıdır. Atılmasına müsaade edilmemelidir. Herkes bilecek ki, sağlıklı yaşam sağlıklı çevre ile olacaktır. Ve biz doğamızı korudukça oda bizi koruyacaktır. Biz bu yaşadığımız evreni atalarımızdan ödünç aldık. Çocuklarımıza da düzgün, yaşanılası bir çevreyi bırakmak hepimizin görevidir. Bu bağlamda el ele vermeli daha duyarlı ve dikkatli hareket etmeliyiz” dedi.

“Yurt geneli Afiş ve Dövizli çalışma başlattık”

Çevre Ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği (ÇETKODER) Genel Başkanı Mustafa Göktaş, “Yurt geneli afiş ve dövizler yaptırdık, 5 Haziran Dünya çevre günü dolayısıyla 15 gün süre ile tüm yurtta bunları dağıtıp halkımızı bilinçlendirecek çalışmalar yapacağız. Eğitim seminerleri, paneller, konferanslar gerçekleştireceğiz” dedi.

Continue Reading

Gündem

Diyarbakır’ın Gururu: Saadet Koktay’a Onur ve Başarı Ödülü

Published

on

Türkiye’nin farklı köşelerinden gelen yetenekler, Erdal Özkaplan tarafından düzenlenen “Türkiye’nin Sihirli Ellerinden Eğitim ve Ödül Gecesi” etkinliğinde bir araya geldi. 7-8 Aralık tarihlerinde Ankara TZOB Otel’de gerçekleştirilen etkinlik, hem mesleki eğitime hem de başarıların ödüllendirilmesine sahne oldu.

Jürilik Eğitimi Ankara Koleji’nde Verildi

7 Aralık günü Ankara Koleji’nde düzenlenen jürilik eğitimi, mesleki uzmanlaşmayı hedefleyen katılımcılara kapsamlı bilgiler sundu. Sektörün önde gelen ismi Erdal Özkaplan liderliğindeki eğitim, yoğun ilgi gördü ve katılımcılara yeni kapılar açtı.

Başarı ve Onur Ödülleri Sahiplerini Buldu

8 Aralık akşamı TZOB Otel’de düzenlenen “Onur ve Başarı Ödülleri Gecesi”, Türkiye’nin dört bir yanından gelen isimlerin başarılarını taçlandırdı. Diyarbakır’dan katılan Saadet Koktay, “Diyarbakır’ın En İyi Türban Tasarım Uzmanı” ödülüne layık görüldü. Aynı zamanda Saadem Kuaför ve Güzellik Merkezi sahibi olan Koktay, bu ödülle bölgeye büyük bir gurur yaşattı.

Bismil’den Dersim Erdem ve Kulp’tan Aysel Zengin de onur ödülü alan diğer isimler arasında yer aldı. Etkinlikte, Diyarbakır’ın farklı bölgelerinden gelen başarılı isimler, yerel başarıların ulusal ölçekte takdir edilmesini sağladı.

Diyarbakır İçin Çifte Gurur

Diyarbakır, etkinlikten çifte gururla döndü. Yüksek Komite Onur Ödülü ile birlikte, Saadet Koktay’a verilen ödül, bölgedeki yeteneklerin ulusal platformda tanınmasını sağladı. Koktay, ödül sonrası yaptığı açıklamada, başarısını Diyarbakır halkına ithaf ettiğini belirtti.

Türkiye’nin Her Köşesinden Katılım

Türkiye’nin dört bir yanından gelen meslek erbapları ve sanatseverler, etkinliği unutulmaz bir geceye dönüştürdü. Hem eğitim programları hem de ödül töreni, sektörel gelişime önemli katkılarda bulundu.

Saadet Koktay ve diğer ödül alan isimler, başarı hikayeleriyle genç nesillere ilham kaynağı oldu.

Continue Reading

Gündem

“Sizin Ankara’da ne işiniz var”

Published

on

Kilis’te çeşitli ziyaretlerde bulunan BBP Genel Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Emin Serin sınırın sıfır noktasından DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit’in “Halep’e Türk bayrağı dikildi diye sevinenler var. Halep kimin toprağı? Kimin şehri? Türkiye, Halep’i Suriye’yi işgal mi etmek istiyor? Soruyoruz.“” sözlerine sert tepki gösterdi.

 

BBP Genel Başkan Yardımcısı Serin, Türkiye’nin dış politikada attığı adımlardan rahatsızlık duyan bölücü terör örgütünün siyasi uzantılarına sesleniyorum: “Sizin milletin meclisinde, Ankara’da ne işiniz var? Ay Yıldızlı AL Bayrağımızın dalgalandığı her yerde biz şeref duyarız.” ifadelerini kullandı.

“KİLİS HALKI BÜYÜK FEDAKARLIK GÖSTERDİ”

Temaslarını il içi program ve etkinliklerle de sürdüren Doç. Dr. Emin Serin yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi;

“Kilis, yoğun göçmen nüfusu ile dikkat çeken bir şehrimiz. Bu kadim şehrin vefakar insanları, göçmen krizinde büyük bir fedakârlık örneği göstermiştir. Türkiye’nin insani yardımlardaki liderliği, Kilis gibi şehirlerin özverisiyle mümkün olmuştur.

Suriye’de kalıcı barış ve istikrar sağlandığında, Suriyeli misafirlerimizin güvenli bir şekilde ülkelerine dönüşü için gerekli tüm çalışmaları yapacağız. Bu süreçte Türkiye, insani değerlerden asla taviz vermeyecektir.

“TÜRKİYE YOL GÖSTERİCİ OLMAYA DEVAM EDECEK”

Bu noktada; göçmen krizinin yükünü sadece Türkiye’nin taşımasının adil olmadığını belirtmek isterim. Uluslararası toplum, bu sorunun çözümü için daha fazla sorumluluk almalıdır. Türkiye, “girişimci ve insani dış politika doktrininin bir sonucu olarak; lider ve yol gösterici ülke olmaya devam edecektir.

Suriye’de barışın sağlanması, yalnızca askeri değil, aynı zamanda siyasi bir süreçtir. Türkiye, dünyanın her bölgesinde olduğu gibi, burada da tüm aktörleri kapsayan adil ve kalıcı bir çözüm için öncülük etmeye hazırdır.

“ASLA TAVİZ VERMEYECEĞİZ”

Suriye’nin toprak bütünlüğü bizim için vazgeçilmezdir. Bölgenin parçalanmasına ya da başka güçlerin nüfuz alanı haline gelmesine karşı çıkıyoruz. Bildiğiniz üzere 5 Aralık 2024 tarihli Milli Güvenlik Kurulu toplantısında bu konu tekrar teyit edilmiştir.

Kilis ve diğer sınır şehirlerimizde, sınır güvenliğini daha da güçlendirecek adımlar atılması gerekiyor. Türkiye’nin toprak bütünlüğünü ve vatandaşlarının güvenliğini tehdit eden unsurlara karşı hiçbir taviz vermeyeceğiz.

“BM ve ULUSLARARASI KURULUŞLAR YETERSİZ KALDI”

Birleşmiş Milletler ve uluslararası kuruluşlar, Bosna Hersek’te, Kosova’da, Filistin’de, Doğu Türkistan’da ve çeşitli tarihlerde annelere gözyaşı döktüren ve toplumlara zulmü ve ölümü dayatan birçok hadisede olduğu gibi; Suriye krizinde de çözüm üretmede yetersiz kalmıştır. Sessiz kalmıştır. Daha etkin ve adil bir müdahale mekanizması geliştirilmesi acilen gereklidir.

Büyük Birlik Partisi Kilis İl Başkanlığımızın düzenlediği teşkilat buluşmasına katılmak üzere geldiğimiz Kilis’te, aynı zamanda,
7 Aralık Kurtuluş Törenlerine de iştirak etmekten büyük mutluluk duyuyorum.” dedi.

BBP KİLİS’te HAREKETE GEÇTİ!

Büyük Birlik Partisi’nin Kilis İl Başkanlığı bünyesinde ilçelerde faaliyet gösterecek olan yeni ilçe başkanları ve kadın kolları başkanlarının görev tevdilerini de yapan Doç. Dr. Emin Serin Türkiye’nin, Büyük Birlik Partisi’nin birleştirici gücüne ihtiyacı olduğunu vurguladı.

Continue Reading

Gündem

Kapadokya’nın Sessiz Hazinesi: Keşlik Manastırı

Published

on

Nevşehir’in Ürgüp ilçesindeki Keşlik Manastırı, tarih ve kültür meraklılarını büyülerken, Cabir ve Ayşe Coşkuner çifti, manastırın koruyuculuğunu 23 yıldır sürdürüyor.

Keşlik Manastırı, Tarih ve Kültürle İç İçe Bir Ziyaret Noktası

Nevşehir’in Ürgüp ilçesinin Cemil Köyü’nde yer alan Keşlik Manastırı, tarih, kültür ve inancın harmanlandığı eşsiz bir mekân olarak ziyaretçilerine büyüleyici bir deneyim sunuyor. Erken Hristiyanlık döneminin izlerini taşıyan bu tarihi yapılar, bölgenin kültürel mirasına ışık tutmaya devam ediyor.

 

Keşlik Manastırı’nın Tarihi ve Mimari Özellikleri

Yaklaşık 15 kilometre mesafede bulunan Keşlik Manastırı, sağlam yapıları ve özgün mimarisiyle dikkat çekiyor. Manastırda yer alan şapeller, ayazmalar, kiliseler, salonlar ve keşişlerin ibadet ettiği hücreler, erken dönem Hristiyan keşişlerinin yaşam tarzını ve inançlarını yansıtan önemli yapılar arasında yer alıyor. Bu yapılar, manastırın dini ve kültürel değerini gözler önüne seriyor.

 

 

Keşlik Manastırı’nın Koruyucuları: Coşkuner Ailesi

Keşlik Manastırı’nın günümüze kadar korunmasında Cabir ve Ayşe Coşkuner çiftinin büyük bir rolü bulunuyor. Coşkuner ailesi, dedelerinden devraldıkları bu sorumluluğu 23 yıldır aralıksız sürdürüyor. Manastırı koruma görevini üstlenen aile, tarihi yapıyı ayakta tutmak ve dünya çapında tanıtmak adına önemli bir çaba harcıyor.

Cabir Coşkuner, manastırı ziyaret edenlere rehberlik yaparak, bölgenin tarihini ve manastırın önemini anlatıyor. Çok dilli bir rehber olarak Coşkuner, yerli ve yabancı turistlere hizmet veriyor, bu da Keşlik Manastırı’nın uluslararası ilgi görmesine katkı sağlıyor.

 

Uluslararası İlgi ve Bilimsel Araştırmalar

Keşlik Manastırı, son dönemde yapılan bilimsel araştırmalarla daha fazla dikkat çekiyor. Japon bilim insanlarının manastırda gerçekleştirdiği çalışmalar, fresklerdeki Hz. İsa ve diğer dini sahnelerin daha detaylı incelenmesini sağladı. Bu araştırmalar, manastırın sanatsal ve dini değerine dair yeni bilgilerin ortaya çıkmasına olanak tanıyor.

Continue Reading

Çok Okunan

Copyright © 2017 - 2024 TR Gündemi - trgundemi.com.tr Tüm Hakları Saklıdır.